1 Temmuz 2010 Perşembe

Tell me quando ??


Bir şey için çok uğraşırsın.Canın yanar uğraştıkça,kanarsın.Yaralarına ragmen yine dahada aşındırırsın derini;aynen öyleyim işte.Uğraştıkça kendimi kandırıyorum,çabaladıkça boşa olduğunu anlıyorum.Boş çırpınışlar..Pes etmelimiyim yoksa buna daha ne kadar katlanabilirim diye dayanmalımıyım.Sanırım artık ihtiyacım olan tek şey evimin kapısından mutlulukla girmek.Öyle büyük bir saçmalıkki.Yatağımdan kalkıyorum gayet güzel başlıyorum güne.Bir anda bir kelimeyle bozuluyor bu.Evden mutlulukla,sorunsuz ve gülerek çıkıyorum,geldiğimde tam tersi.Buna daha ne kadar katlanabilir insan.Ne kadar mutsuz kalabilir mutlu olmak uğruna?Eğer gerçekten herşeyin değişiceğini ve o zaman mutlu olacağımı bilseydim,katlanırdım.. Ama elime birşey geçmeden yaralarımı daha fazla deşemem.

Uğruna çabaladıklarımız , kılını bile kıpırdatmıyorsa.Bugüne kadar yaptıklarımız yeter.Bari onların ileride hatırlayacakları birşeyler var..Ama bize bir hatıra bile bırakmıyorlar işte,sadece kabuk bağlamış yaraları..

Eğer yüzümüzü güldürmek için çabalamayacaklarsa,ağlatmadan gitsinler.

Eğer güldürebiliceklerse birşeylerden vazgeçip , bu sefer sadece mutluluktan aksın gözyaşları yastıklara..

Ya herşeyiyle , herzaman olsun yanında,yada kokusunu bile duyamıycağın kadar uzakta.

Çünkü öyleyken düştüğün kayalar daha yumuşak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder