16 Aralık 2010 Perşembe

Cesur ol önce.
Seni istiyorum de vazgeçmediğinde.
İstemiyorum git diyebil bittiğinde.
Sevgili ol.
Erkek ol.
Cesur ol önce,cesaretli ol!

15 Aralık 2010 Çarşamba

Evet ben çok sevmişte olabilirm.
Çok taviz vermişte olabilirim hatta herşeyimi koparıp vermişte olabilirm.
Ama yok bu saatten sonra sana ''yağmurlu havada su yok''


Bilmem hatırlar mısın?..

19 Kasım 2010 Cuma

farkındayım uzun zamandır yazmıyorum,evet.

İçeride uyuyorsun ya simdi sen.
Hiçbişeyden habersiz,bilmeğimi sandığın şeyleri iliklerimde hissettiğimden habersiz..
Kalp atışlarım kontrol ediyor düşüncelerimi.Mantığımı susturup , düşünmeden hareket etmeye çalışıyorum sadece.Sen bilmiyorsun içimde parçalanan organlarımı,ben biliyorum.Büyük bir boşlukla uyuyorsun orda , bende sadece içimdekileri koparıp atmak istiyorum.Gelip söyleyebilirim sana yeter,bunu bana yapamazsın diye.Ama öyle bir anda söyliyeceğim ki,öyle bir şekilde vurucağım ki yüzüne gerçekleri sonunda büyük bir ''açlık'' yaşayacaksın.Varlığımla yetinmediğin şeyleri yok olduğumda anlayacaksın belkide.Senden gitmek istemiyorum şuan,ama salağı oynamakta istemiyorum daha fazla.Gelip yanına kıvrılmak istiyorum ama onu bile yapamam şuan.
O zaman bile sakin olabileceğime inanmıyorum.Kıvrılıyorum koltukta,küçücük oluyorum belki olayları daha da büyük görememek için.Alt üstüm suanda beni suçlu olarak görmene inanamıyorum.Beyninin içinde bana bunları yaptıgını bilen düşüncelerin yanında benim yaptıgım en küçük seyden bu kadar kızdıgına inanamıyorum.Ağzından çıkan her kötü sözü ağzına çarparak geri sokmak istiyorum.Gerçekleri suratına çarpıp siktir olup gitmek istiyorum.
Ama en büyük gerçeği mi istiyorsun?
YAPAMIYORUM.


Sorunda bu..

4 Ekim 2010 Pazartesi

Duyuyor musun çatındaki sesleri? yağmur değil o, benim..
Kovmadın belki ama, içeri girmekten hala korkan, ama hala kapına gelmiş olan benim.
"Kaç yağmurdan, içeri gel" diyorsun ama bilmiyorsun ki sevgilim, aramızda bir uzaklık var.
Bütün o güzel şarkıların bahsettiği uzaklık değil belki ama; dip dibe olsak bile kalacak o uzaklık..
Sıcak olan herşeyi alıp götüren, bir şekilde yalıtan uzaklık.
Öyle ki, yumruklaya yumruklaya kapını çalsam bile yağmur pıtırtısı kadar uzak gelecek..
Biliyorum ki ne gözyaşları döküldü, dondu buz oldu sonra tekrar kırıldı.
Ama artık sonunda üzüleceğimiz tek bir kelime çıkmayacak ağzımdan.
Şarabından içmeyeceğim. Sen beni susuz bırakıyorsun, ölüme terk ediyorsun..
Kalbim ne kadar kırılgan, tenim ise ne kadar renkli..
Güzel zamanlardan kalan bütün o renkler tenimde şimdi, ama içimde sadece karanlık var,
ve Yağmurun çiselemesi gibi soğuk..
Ama sen, gizlice gözyaşı döktüğünde, "geri gel!" dediğinde, nasıl da koşar gelirim hemen yanına.
Ama nasıl koşabilirim sen benim kalbimi alıp; kemiklerimi aciz bıraktığında?.
.Ama "yetiş" diyorsun ve ben yine de koşuyorum.. koşuyorum ve koşuyorum.
Koşuyorum ve bir an da olsa yanındayım, ama biliyorum; öyle bir zaman gelecek ki ben yine ölmüş olacağım.
bana gitmemi söylüyorsun..
Elimde gözyaşlarım, ayrılıyorum; gölgeler ve gökyüzü üstüme kapanıyor adeta.
Son bir adım daha atıp alacakaranlıkla eriyorum.
Bütün olanlar var aklımda, ama hiçbir şey de değişmeyecek sanki.. belki de değişmemeli..
Bunca yıldan sonra beni kendi duygularımın derinliğinde bıraktın.
Gölgelerle sırılsıklam olmuş kadife bir örtü üzerimde örtülü.
Bütün hislerimi bu umursamaz dünyadan çevirdim.
Bütün o güzel anlar, özellikle bir kenarda bekliyor.
Öyle uzağız ki..

8 Ağustos 2010 Pazar

Seninki bir nehre ''sen artık burada akma'' deme küstahlığı..

6 Ağustos 2010 Cuma

love all,trust none

Yaşanan çoğu şeyi affedebilirim ama affettiğim hiçbişeyi unutmam.Affetmem birşeyi silip attıgım anlamına gelmiyor.Sadece zamanı gelinceye kadar üstünü kapatıyorum..

4 Ağustos 2010 Çarşamba

*

Mutluyum.
Ama bir o kadar da huzursuz.
Sadece ikisini bir arada yaşamak istiyorum o kadar.

29 Temmuz 2010 Perşembe

Kurumuş ve yıllanmış kocaman bir ağacın yeniden yeşillenmesi gibi birşey.
Sonbaharda güçlü olsun diye hergün suluyorsun onu.
Bense güneş gibiyim canım pahasına besliyorum;
Fidanken selviye dönüşen ağacımı..

27 Temmuz 2010 Salı

nonsense

5-6 yaşında bi çocuk düşün
annesini kızdırır
bişey kırar
bi bağrış
sonra tekrar güllük gülistanlık
sen bi çocuk mu istiosun
?
yetişkin insansınız ikinizde..




Bunu dedi bir arkadaş..

O an anladım,hiç konuşmadık.

Hep üstünü kapatıp bir sonraki olayı bekledik susarak.




Ve aynı arkadaşım birşey daha söyledi ;

olay sakalda değil canım kafada :)



Haklıydı.
Sevmişiz,Bundan daha güzel yalan mı var?

Sevdanın son vuruşu :))

O çok sevdiğin şarkı varya kulağıma fısıldadığın , şimdi tam sana uydu o şarkı.
Sen aşkı çiçek böcek güneş bulut sanmışsın.
Mevsimlerine göre uyuyup,uyanmışsın.
''Sen artık benden sonra sevemezsin,yanmışsın.''
Yüreğimden çıkardım attığın kör kurşunu.



Heh şimdi hakedeni buldu.
THE B*TCH IS BACK!

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Erkekler;

*Sıcak bir yatakla gerçek bir aşkın farkını anlayamazlar.


*Saatlerce televizyon izlemeyi seninle sohbet etmekten daha eğlenceli bulurlar.


*Kocaman dudaklı,büyük göğüslü kadınlar önceliklidir onlar için.


*Sizi canları istediğinde görmek , istemediğinde aramak bile istemezler.


*Sizi yatıya davet ederler ama siz kendi isteğinizle bunu yaptıgınızda istemediklerini gözlerinden anlarsınız.


*Her zaman tutmayacaklarını bile bile söz verirler.


*Anlık istekleri için sizi büyük şeylerle kandırırlar.


*Genellikle hayalkırıklığının burukluğunu mutluluktan daha fazla hissettirirler.


*Bak senin için şunu yaptım deseniz,ama bunu yapmadın derler.


*Kendileri birinci sırada siz ise arkadaşlarından sonra gelirsiniz.


*Onlar için emek harcayıp yaptığınız şeyler bir anlık tebessümden başka bir karsılık verdirmez onlara.


*Yarın ne olacağı umurlarında değildir.


*Sonucunu bilmeden hatalarını üstüste tekrarlarlar.


*Teşekkür etmezler.


*Ne derse desin onların hep sizi seveceğinden asla emin olamazsınız.


*Söylediklerinin %70'i içten değildir.


*Mutlu eden değil,mutsuz eden şeyleri yapmakta ustadırlar.


*Gözyaşlarınız onlar için ego tatmininden başka birşey değildir.


*Hayatlarındaki tek karşı cins asla siz olamazsınız.


*Siz onun ailesine girmek istersiniz,o sizinkinden kaçmak.


*Siz sarılıp güzel bir film izlemek istersiniz,o ise futbol kanallarını.


*Kendi pisliklerini kapatmak için size bok atmak en zevk aldıkları şeydir.



Erkekler mi ?



MUTLULUĞA ENGELDİRLER.

23 Temmuz 2010 Cuma

''Avazın çıktığı kadar yalnızsın aslında.
Avazın çıktığı kadar alkole batır,esrara batır,kokaine,eroine batır gövdeni;
Yine de kurtulamazsın temennimden:Sen benim kucağımda vereceksin son nefesini ve ben alıp o son nefesi bir kavanoza koyacağım;nesiller boyu sergileyeceğim o aşksızlık,ihanet,vicdansızlık kokan nefesini.''

K.İ.

3 yanlış 1 doğruyu götürür,bu böyle.

Herif ben ona küstüğümde rahat ediyor ya.Ne biçim bi pişkinlik bu.Konuşmuyorum,kavga ediyorum hatasını anlasın diye kıçımı yırtıyorum , onun işine geliyor konuşmamamız.Daha rahat yapıyor yapacaklarını.Öyle bir insan ki bence sıkıldığı zaman kasten hata yapıp bu hale getiriyor bizi.2 gündür tek kelime konuşmuyoruz ve adamın sikinde değil.Ne mesaj ne bir arama.Birde yaptıklarıma değer diyorum.Hiçbir erkek onlar için kendimizden ödün vermemize değmiyor.Eskişehire gidecek ablam benide çağırdı uzaklaşsam iyi olur diyorum,sonra bu sefer suclu duruma ben düşücem diye gitmekte istemiyorum.Ama bakıcazz..Sadece anlamadığım şu ki neden sadece bana sana aşığım diyen adam böyle oluyor.Geçmişimi düşünüyorumda ondan önce herkes her dakika buluşmak plan yapmak isterdi.Bunun umrunda değil.Tabiki iyi seyleride var ama hataları onları bile kapatıyor artık.Korkuyorum açıkcası böyle devam ederse sevgim bitecek ve ona katlanıcak büyük bir güç kalmayacak diye.Ne demişler üç yanlış bir doğruyu götürür..

22 Temmuz 2010 Perşembe

''Missing Loving Hoping''

Müsait bir şarkıda indir beni.


En çok izlerken sevdim seni.

Uyurken..

Müsait bir şarkıda indir beni.

-Ki unutmayayım.

Mırıldanırken..


How can i ever trust you again ?




Benden bu kadar.Gerçekten..
Herşeyi kaybettik,aşk gitti.
Sen kazandın.Ve şimdi bu hiç eğlenceli değil.
Herşeyi kaybettik,aşk gitti.
Seninle dünyamızın bozulduğunu hissediyorum ve bir şekilde sen beni görmezden geldin.
Hayatımızı değişmiş şekilde bulduk.
Sevgilim,sen beni kaybettin..

Ve biz denedik..
Nasılda ağladık,kendimizi kaybettik.
Herşeyi kaybettik, aşk gitti.
Denedim ,inkar edemezsin.
Buna rağmen savaşı kaybettik.
Şimdi üzgünsün biliyorum..

Biz çok ta güzeldik.
Ama sen beni kandırdığında o tarafı seçtin.
Pişman olucaksın evet.Ama şimdiden çok geç..
Sana birdaha nasıl güvenebilirim ki ??


Sevgilim,sen beni kaybettin..



..

20 Temmuz 2010 Salı

Trust no one , be silly.

Kimseye güvenmiyorum!! Herkeste beni arkadan vurma potansiyeli var.Arkadaşlarımdan tut sevgilime ordan aileme kadar.Hepsi bi şekilde yarıyolda bıraktı beni , yada arkamdan vurdu.Çok sinirliyim suan artık insanlar bana bişey yapmadan (eğer daha önce bir yanlış yaptılarsa) yapabilme ihtimallerine kızıyorum.Bağırıyorum çağırıyorum sinirleniyorum.Ama artık o kadar kırılganımki bu konuda.Anlayamazsınız.Hep iyi niyetimle yaklastım.İnsanların kirli ellerini ben tertemiz elimde tuttum ama amaçları benide çamura batırmakmış ben bunu geç fark ettim.Ben yine salağı oynarım hiç merak etmesinler,çünkü içim hala tertemiz..

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Bazen söyleyecek tek bir kelime kalır geriye;

''ZAMAN''

..

Senin olmaktan ne zaman mı vazgectim ?

Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını,
Kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve Bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, Geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim.
"BENCİL OLDUĞUN İÇİN VAZGEÇTİM!!"
Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.
Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.

Geri ver kalbimi.

O beni yalanlarıyla besledi,sevgisiyle değil. Buz gibi yanlızlık koydu içkime.En başından beri! Sevgisizlikle suladı her gece.Sımsıcak dudakları aslında buz kesmişti,biliyordum.Zamanın gidişhatını bozmak istemiyordum.Geleceği görüyordum her ''seni seviyorum'' deyişinde,onsuz kalıcağımı görüyordum gözlerinde.En çok hissetmek istediğim eller gerekmediğinde değmedi elime , gerektiği zamanı boşversem bile..Aylarca iğneler batırdı kalbime.Küçük küçük delikler oluştu önce.Şimdi orası paramparça.Elimden geldiği kadar onun oldum , gittim ellerimle sonunu bile bile küçücük kalbimi avuçlarına sığdırdım.O ne yaptı ? O kalbi sonsuza dek saklayacağını söyleyip bir rafa koydu.Yerini bile hatırlamıyor şuanda.Çünkü değersiz,sadece kan pompalıyor.Onsuz öleceğimi bile bile kaybetti kalbimi.Keşke aldığında avuçlarının arasına istemiyorum , göze alamıyorum , Al götür ben onu parçalara bölecek kadar güçlüyüm deseydi.O zaman belki vazgecerdim sevmekten.Ama verdim en büyük aptallıkla sende onu öyle bir kaptın ki elimden , sımsıkı saklayacaksın sandım.Yanıldım;dün gibi,bugün gibi.Şimdi geri istiyorum onu!Geri ver kalbimi!Öpüşlerimi,sarılmalarımı!Hepsini geri ver!!Şimdi birtek beynimle başbaşa bırakıyorsun beni.Mantığım seni affedebilecek kadar duygusal değil.Git bul kalbimi gerektiğinde saklamayı bilemedin,şimdi git bul ve at.Çünkü senden sonra ne akla ihtiyacım kaldı,nede kalbe..

13 Temmuz 2010 Salı

...

İnsanları üzen başkaları değil,beklentileridir.Bunu anladım.

6 Temmuz 2010 Salı

BİZİ ÜZEN NEYSE BURDA BİTSİN !

4 Temmuz 2010 Pazar

Hassiktir.


Feci kıskandım.İlk defa bir dişiyi bir dişiden kıskandım.Çünkü bahsedilen 'dişi' benim konumuma geçmeye başlıyor. Ve çevremin ona 'ben' gibi davrandığını hissediyorum.Yada öyle davranıcaklarmıs gibi.Böyle sonra o kızı her konuda 5e katlayabileceğimi bildiğim için susuyorum.Ama sinir bozucu bişey.Yerime gecmek derken insanların beni onunla aynı keseye koyma potansiyeli olması.Yani öyle bir durum yok suanlık,ama ya olursa ? Emin olun bahsedilen bayan kırk takla atar benim asla yapamayacağım ev işlerini onu bunu yapar hop benim pabuç dama.Böyle konuştuguma bakmayın kafamda kuruyorum belkide.Mesela şunuda kuruyorum.Tarot baktırdım geçen,ben cesaret edemiyormuşum vazgecmeye ,karşımdakinin yalan söyleme huyu varmış,şu sıralar hayatında yokken beni öğrendiğimde cok üzücek seyler yapıyomuş filan , ondan diyorum ki ya şuan karşı cinsiyle aynı odada başbaşaysa.one night standler filan başladıysa.Şu tarot marot bunun kafasından cıkamıyorum.Bide bildiğimiz şeyleri bide onların ağzından duymak için baktırıyoruz -da bu sefer aklımda kaldı bu.Genelde bir kanıtım olmadan aklımda kurduklarım cıkmaz.Ama bir ipuçu varsa kesin doğrudur düşüncelerim.Herneyse.Bugün feci yoruldum.Yarında yorucu olucak.50lik 40 lık 30luk kadınlarında oldugu bi defileye cıkıyorum ya berbat bir durum.Hergün prova bi bok anlamıyorlar yürüyüşlerden karıştırıyorlar filan.Bide tasarımcı var tabi öyle yürümeyin , ooof sunu yapmayın havalarında.Ayakkabımın topuğunu kulağına sokmak burnundan cıkarmak filan istiyorum bazen.Bide provada tam yürürkende sacma sapan sürekli benim mesaj sesim gelio bende merak ettim kim diye düşündüm ihtimalleri kafamda şu şu söyle demiştir filan diyorum biranda topuğum parkeyi deldi düşüyodum.Onu geçtim mesajlarda benim telefonuma gelmemiş ayrıca.Önüme baksam iyi olabilirdi , bileğim hala acıyor.Biri bana feci beddua ediyor galiba bugünlerde ? Kim lan o!

3 Temmuz 2010 Cumartesi

yazmasam ölürdüm.

şuan neden mi nefret ediyorum ?

*Lanet klimanın açtığım an odayı bu gibi yapmasından,kapatıncada pişmemden.Ayarlanmıyo canım benim beni ayar etti.

*Yarın yanımda gezdirmem gereken mankenler olduğu için canımın cektiği makarnayı gidip yiyememem.

*telefonumun çalmaması.

*sürdüğüm ojelerin kırmızısının cart kırmızı olması ve yazarken gözümü alması.

*Dışardan gelen müzik sesleri.Dj kimse kafasına sıkmak istiyorum.

*Zorla güzellik yarışmasına sokulmam.

*Önüme baktığımda keyfimi kaçıracak derecede dağınık bir oda görmem.

*şuanda telefonumun çalması ve arayanın beklenen insan olmaması.

*Telefonu kapatmama ragmen bütün dikkatimin dağılması.

*Ve bu yazıyıda istekli başlayıp , isteksiz bitirmem.


Yok annem tıkandım , ilham perilerim tuvalet molasında heralde.


WHY SHOULD I TİDY MY ROOM WHEN THE WORLD'S IN SUCH A MESS ?

Black & White


Siyah beyaz kadınlar.Pembe,kırmızı,yeşil,mavi sandıklarımız siyah beyazmış buna içelim.Ama gülerek,biz artık gülüyoruz unuttun mu ? Daha fazla yıpranma ihtimalimiz yok cünkü gülüyoruz.Ağlanıcak halimize gülüyoruz belki.Ama en azından gülüyoruz.Çünkü biliyoruz , kimse biz olamaz. Ve bu yüzden kimse bizim kadar sevilemez. Kayıp bizim değil , çünkü sevemezde.. Ama yinede galip de değiliz, mağlup da.. Burasıda yokluk kokuyor,orasıda.

Error.

Hayatım patlak verdi.

2 Temmuz 2010 Cuma

Pink Poodle


Ulan ne romantik bir blog oldu bu.Hop başa sarıyorum o zaman.Hayatımın anları tam videoya çekip akıllı tv'ye yollamalık.Kız telefonuna tekme atıp tekneden denize düşürdü ya,üstelik parkta oynayan türbanlı taklidi yaparken.sonra elim kolum dolu merdivenlerden düşüyodum az daha. Köpeğim ağzımı yüzümü yalarken suratıma hapşurdu.Annem sarhoş gelip dondurmasını yatağıma düşürdü.Çocuk gibi azarladım kadını.Ayrıca hay bayılmaz olaydım yoğurt ve meyve yemekten bıktım artık.Annem sürekli odama yoğurtla karıştırılmış meyve getiriyo kusucammm. Ve sürekli tam odama geliyorum dolabın önüne geciyorum giyinicem camdan dışarı bi bakıyorum.Teyze ve bi amca oturmuşlar balkonlarına etrafa bakıyorlar.Hassiktir diyorum,ben sabah camı kapatmışmıydım giyinirken ? Bir dedenin hayallerindeki fantezileri süslemek istemem açıkcası.Yolda yürürken laf atanlarda cabası.Herif direk ''Buda 2 metre galiba,maşallah'' dedi ya. İyi tamam uzunuzda nedir bu kibarlık baylar.Git gide soğuyorum karşı cinsimden.Hepsi gözümde apaçi arkadaşım.Hepsi internette dolaşan komik resimlerden farksız gözümde.
Allaaaşkına bi silkelenin lan.Ha birde köpeğimi pembeye boyayıp tıntın parisin sokaklarında gezmek istiyorum ben,evet.

Be mine or make me yours ?


Geçmişi olmayan adam.Sen arkadasında durabilecek misin sözlerinin ? Değer verecek misin sözlerime ? İlk beni sonra kendini düşünebilecek misin ? Vazgeçebilecek misin benim için ? Hadi gidelim burdan dediğimde gelebilecek misin düşünmeden ? Uyuma dediğimde benim için uykusuz kalıp güneş doğana kadar konuşabilecek misin benimle ? Sıkıca sarılabilecek misin bırakmayacakmış gibi ? Kal diyebilecek misin ben giderken ? Benim sesimle gözlerini kapatıp,sesimle açabilecek misin ? Bırakma dediğimde asla bırakmıycak kadar sıkı tutabilecek misin ellerimi ? Gel dediğimde düşünmeden koşa koşa gelebilecek misin ? Zorlamadan sevebilecek misin beni ? Hata yapmadan yaşayabilecek misin ? Başını yastığa koyduğunda aklındaki tek insan yapabilecek misin beni ? Yalansız kurabilecek misin cümlelerini ? Hayır,yapamayacaksın...Bu yüzden hep uzaktan izlemekle kalıcaz birbirimizi.Sen bana bakacaksın , ben sana..

Ama birbirimizin kalbine erişemeyeceğiz,dudaklarımız bir daha asla değmeyecek birbirine..

Zamanla masalımız tozlu rafların en tenha köşesinde açılmadan durucak.Çünkü hakettiğimiz bu.

Kalmanı isterken GİT dedim.Seninde hak ettiğin bu..

Hatasız kul olmaz mı ?


Öyle halsizim ki. Ama evden cıkmalıyım , bu evde durdukca daha da kötü oluyorum.Tekneye gidicem ikinci ailem diyebiliceğim insanlar orda.Biraz içki içicem , biraz muhabbet edip kafa dağıtıcam. Evde durdukca içim içimi yiyor çünkü. Bizimkilerde bi tane açılışa gidiyor.Beni de çağırıyorlarda , ben gidemiyorum bu haldeyken kalabalık yerlere. Canım sıkkınken iştahım kesilir yemek yiyemem,fazla sigara içerim,şekerim çok düşük olur.Dünde gittik annemlerle dışarı.Bende giyindim bin tane fashion tv mankeni olucak orda varoş gibi gitmiyim diye.15 cm topukla ayakta dururken orda,msj attım bitane kaldırdım başımı gözlerim karardı filan.Hop gittim geldim.Ama sanki anestezi yemişim gibi ayılamıyorum.Ay bide ben utanırım öyle insan içinde böyle şeyler olmasından.Neyse bugünde o yüzden gitmiyorum.Fazla yorgun hissediyorum sanki 15 dk ayakta dursam pilim biticekmiş gibi.İşte böyle..O değilde hayat çok garip ya. Bi yüzünü öyle bir güldürüyo ki o an bitmesin diye herşeyini verebilicek halde oluyorsun.Yada öyle bi gammazlıyorki seni hemen bitsin diye herşeyini verebilicek halde oluyorsun.Kurduğun hayaller , yaptığın planlar filan.. Yazık oluyor yazık.. Herşeyi yaptıysan.İçin rahat olsun.. O,bu,şu ne yaptı deme..Herkesin hatası kendine,zamanla anlıyor insan zaten iyisini kötüsünü.



'' EVERYBODY'S GOTTA LEARN SOMETİME '' demek istiyorum o halde.

1 Temmuz 2010 Perşembe


'' What am i suppose to do when the best part of me was always you ? ''








Tell me quando ??


Bir şey için çok uğraşırsın.Canın yanar uğraştıkça,kanarsın.Yaralarına ragmen yine dahada aşındırırsın derini;aynen öyleyim işte.Uğraştıkça kendimi kandırıyorum,çabaladıkça boşa olduğunu anlıyorum.Boş çırpınışlar..Pes etmelimiyim yoksa buna daha ne kadar katlanabilirim diye dayanmalımıyım.Sanırım artık ihtiyacım olan tek şey evimin kapısından mutlulukla girmek.Öyle büyük bir saçmalıkki.Yatağımdan kalkıyorum gayet güzel başlıyorum güne.Bir anda bir kelimeyle bozuluyor bu.Evden mutlulukla,sorunsuz ve gülerek çıkıyorum,geldiğimde tam tersi.Buna daha ne kadar katlanabilir insan.Ne kadar mutsuz kalabilir mutlu olmak uğruna?Eğer gerçekten herşeyin değişiceğini ve o zaman mutlu olacağımı bilseydim,katlanırdım.. Ama elime birşey geçmeden yaralarımı daha fazla deşemem.

Uğruna çabaladıklarımız , kılını bile kıpırdatmıyorsa.Bugüne kadar yaptıklarımız yeter.Bari onların ileride hatırlayacakları birşeyler var..Ama bize bir hatıra bile bırakmıyorlar işte,sadece kabuk bağlamış yaraları..

Eğer yüzümüzü güldürmek için çabalamayacaklarsa,ağlatmadan gitsinler.

Eğer güldürebiliceklerse birşeylerden vazgeçip , bu sefer sadece mutluluktan aksın gözyaşları yastıklara..

Ya herşeyiyle , herzaman olsun yanında,yada kokusunu bile duyamıycağın kadar uzakta.

Çünkü öyleyken düştüğün kayalar daha yumuşak..

30 Haziran 2010 Çarşamba

Değişmeyen tek şey değişimin kendisi.



Bu gece herşey belli olucak.İnsanlar gerçekten değişebilir mi bunu görücem.Umarım değişimler göz önünde olur,yalansız.Bir insanın bazı huylarını değiştirmeye çalışmak çok yanlış ama bazen başka çözüm yolu kalmıyor işte.E tamam gülü seven dikenine katlanırda.Gülünde kendine düşen görevleri yapması gerekir.Dikenleri azaltmak gibi mesela.


Bazen diyorum herşeyin mükemmeline sahip olamam ki.Ama olay o değil aslında zaten mükemmel olsun istemiyorum ki sadece - daha iyi - olsun istiyorum.Ayrıca köpeğim yüzünden yazamıyorum şuan burnunu elimin altına sokmaya çalışıyyor.1sn devam edicem.


-heh ne diyodum.bu işler ,bazı değişimler hep daha iyisi içindir.Ama değişmeyecek insan daha kötüsünede hazırlıklı olmalıdır.Ben bir insan için birkaç değişimim olmasından rahatsızlık duymam , kendimden ödün vermediğim sürece tabiki.


neyse bahcede;rakı , balık , mangal yapıyoruz.






bon appetit hepinize,banada tabi :))




Ps:Hala tatil havasına giremedim ben yaaa.

29 Haziran 2010 Salı

Romeo.. Neden romeosun sen ?


Hep böyle şiirler yazacağım,duygusal bir blogum olsun istedim.Ama ne yazık ki hep Shakespeare modunda takılamıyorum.Öyle olduğum nadir anlarda var tabi mesela; duygularım içimde dans ediyormuş gibi oldugunda , sevgim ağzımdan taşacak yer bulamadığında , ağlamaktan gözlerim şiştiğinde filan.Her dakikada öyle olunmazki zaten.Düşünsenize sevgiliyle kokoreç yiyorsunuz , komik birşey oluyor ve ''yerim seni'' demek yerine '' Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye senin güzelliğinin ganimeti yüzünden;gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye , gönlüm ister ...'' diye girişiriyorsun.Olmuyor,komik oluyor işte.İsanın içinde Romeo yaşamıyor ki Ama elimden geldiğinde dışa vuruyorum duygularımı , dile döküyorum. Ama karşımdakinin dökmesi daha da özel birşey.Kadınız biz duymak isteriz kanıtlasanızda , kulaklarımızla duymak isteriz.Ama ben bu konuda çok şanslı hissediyorum kendimi.Hem duyabilmek , hem söylebilmek güzel şey.Çekinmeden..Zaten bi ilişkide ''Acaba?'' sorusu varsa ve hala açık olmuyorsan daha flört aşamasından çıkamamışsınız demektir.O Yüzden açık olun.O an ondan nefret mi ediyorsun söyle,deli gibi aşık mısın.Söyle ama abartmadan,bilirsin erkektir :)) Neyse ama şunuda unutmayalım ki , her kadının kavgada ''Senden nefret ediyorum'' demesine , erkeklerinde her ilişkide ''Sen farklısın.'' demesine inanmıycaksın.Tabi istisnalar kaideyi bozmaz.


Hadi ben kaçar sabahın dördünde pizza yapıcam.

Offf Hayat çok zor :))

Maç kaç kaç ?


Anlamıyorum bu erkeklere yancılık yapan kadın olayını.Nedir yani amacınız? Yok maç hastasıymışsınız yok dedikodu sevmezmişsiniz yok alışveriş yapmazmışsınız yok kadınlar dırdırcıymış erkeklere hak veriyormuşsunuz falan fıstık.Nedir yani bu şimdide onlara hak vererek yaranmak moda mı oldu ? Kadınlar sevgili yapınca bütün kız arkadaslarını ekermiş filanda,erkekler yapmıyor mu bunu? Bunu söyleyende muhtemelen yalnız ve fesattır zaten.Erkekler daha cok yanındadır sevgilisinin.Adı üstünde çünkü erkektir o zaten olması gerektiği zaman arkadaşlarınla , olması gerektiği zamanlarda da sevgilinle olursun.Eğer ilişki zaten oturmuş ve seviyeliyse bilirsin birşeyleri.Ve eğer arkadaşların seni ekiyorsa sorun sendedir güzelim nasıl bir arkadaş olduğunu gözden geçirmelisindir önce.Şimdi yeni moda bu herkes şişko olduğunu kendini beğenmediğini mütevazi olduğunu erkeklere hep destek tam destek takıldığını filan yazıyorda.Kuru sıkıyorsunuz arkadaşlar.Hayatında dedikodu yapmamış kadın daha annesinin karnından doğmadı.Bizde kadınız biliriz huyunuzu suyunuzu da bu taktik olmaz , benden size söylemesi :)) Birkaç blog gezinin , emin olun hak vericeksiniz söylediklerime..
Buarada artık eski siyah beyaz filmlerdeki gibi kadın kaçıyor erkek kovalıyor yok,günümüzde erkek kaçıyor kadın kovalıyor farkındaysanız.Ne yazıkki bu işler böyle artık.Alışın bari de kılık değiştirme çabasında olmayın :))



öpenzi

25 Haziran 2010 Cuma


Çok güzel duygular içindeyim,alışmış ve akışına bırakmış.Sikimdemi Dünya hessaaabı.neyse şimdi ilk başta demek istiyorum ki bütün erkekler aynı bok.İyi , kötü erkek yok.Hepsi aynı.Dışardan narin gözüken adam aslında tam bir odun olarak cizgili pijamalarıyla kanepede uyuya kalan bi su aygırına dönüşür.Önceden ettiğim kavgalarımızı şimdi en yakından duyuyorum.Erkek problemleri işte , daha doğrusu EGOsu.Pohpohlıycaksın sütünü eksik bırakmıycaksın ki seni tırmalamasın.Mesela yanımda kız bağırıyo çocuğa YETEEER! diye .. Onlara kızıp yazıyorum zaten bunuda. Sevgiliye değildi bu yazı :))



ha buarada sağım pembe önüm mavi solum yeşil arkam siyah.Rengarenk bir ortamda griyim ama o renkler benim için ahenkle dans ediyor ve bu bana huzur veriyorr..


24 Haziran 2010 Perşembe

'' I DONT HATE PEOPLE , I JUST FEEL BETTER WHEN THEY ARE NOT AROUND. ''

Saçmasapan.

Araba kullanışından midem bulanmayan tek insan sevgilim.Sırf araba kullasından değil diğer insanların her huyu batar bana ama onun batmıyor.Başkasında olsa yüzüne bakmayacağım seyler onda hoşuma bile gidiyor.Ama ona söylemiyorum tabi bu tür şeyleri.Ben böyleyim kimseyi şımartamıyorum.Zaten ağzımdan cıkmıyor.Mesela dün, sabah olmuş biz anca uyucaz , tabi benimki küçük bir panda olup her saniye uyuduğu için o sızmadan seni seviyorum demek istedim.Söylemedim , sakladım o iki kelimeyi bile.Hiç söylemedim mi ? Tabi ki söyledim.Söylememem cekindiğimi göstermiyor zaten.Bazı seyleri fazla söylediğinde anlamı kayboluyor ben bunu istemiyorum ilişkimde,hayatımda.
Böyle cok fazla şunu yaşıyoruz bunu söyledi bana, söyle yaptım diye bahsetmek istemiyorum çünkü iğrenç bir yerde yaşıyorum ben.Yalan rüzgarının çekildiği ilk yer burası olmalıymış.İnsanlar dedikodu yapmak için , birşeylere burunlarını sokmak için yalandan yavşıyorlar bile sana.Çok acınası anlıycağınız.Tek bir lafımıı bile ciddiye alanlar olabilir , bu laf salak saçma insanların ağzında dolanabilir.Yani , eğer Bodrumda yaşıyorsan düşündüğünüz kadar özeliniz olmuyor.Her an hakkınızda laklak yapmaya hazır çingene potansiyeline sahip insanlar var.Hergün biriyle yüzyüze geliyoruz.Ama ben yeterince kendimi soyutladım insanlardan , ben ve çevremdeki çoğu insan kabuğumuza çekildik ve orda birbirimizle mutluyuz.Beni yaklaşık 18 ay önce bu ayarsız ve gereksiz insanlardan çekip kendi dünyasında yaşatan insanı belki bu yüzden de çok seviyorum.Beni kendi masalında yasattıgı için, yaşamımız sadece iki kişilik bir öykü olduğu için.Böyle döktürdüm de aslında burda görünen pamuk kıvamındaki romantikliğim yansımaz pek fazla kararlarıma , tavırlarıma.Ben hep odun olayım , karşımdaki mıçmıç olsunda az naz yapayım isterim hep.Fazla çekilmezim.Ben hep dırdır edip başını şişiriyim sen sus filan böyle biriyim ben. En cok sevgilime şaşıyorum bazen.Dır dır dır susmadan saçmalarım önce hiçbişey söylemez devam ederim patavatsızlıkta yaparım sonra sert bi bakışla adımı söyler hop susarım.Sonra yine devam eder güler yüzlülüğüne.Benim laflarımı çeken insanın evine sabır taşı dikiyorlarmış.Kuşlar söyledi.

22 Haziran 2010 Salı

1o.12.o8




Ellerine dokunduğumda,

Uyuyakaldığımda omzunun üstünde.

Yanağıma bıraktığın öpücüğünle uyandığımda,

Sonra sımsıkı sarıldığında.

Senin yastıgında, senin çarşafında uyuduğumda.

Senin yanında..



Mutluyum..



21 Haziran 2010 Pazartesi

Paix


Beni bir kırkbeş dakika filan rahat bıraksanız ?
Şöyle bir yerde biraz kafamı dinlesem ?
Sesiniz kesilse filan..

*Küçük bir kaçamak lazım bana.Telefonum laptobum ve insanlardan uzak.





Boş konuşuyorum şimdiden yalan olur o iş.Neyse.. Bizde hayaliyle yetiniriz :)
o6:14 oldu uyku tutmadı kalktım tuş tıklatayım azcık dedim de,yok.En iyisi uyuyayım ben bir dahaki sefere artık.


Herkese Bonjour, Bana Bonne nuit.
Öpüldünüz..

13 Haziran 2010 Pazar

chocolate.


Ciddi ciddi göte gelmiş durumdayım.Suratsız anlamsız bir insanım suan.Ağlamıyorum gülmüyorum.Sürekli dumur olmuş gibi bi ifadeyle geziniyorum pişkin pişkin.Kendimi makarna cips ve çikolatayla mutlu etmeye çalışıyorum.Ve ben yaklaşık 9 aydır cips tarzı birşey yemeyen bir insan-dım.Buraya bile yazasım gelmedi günlerdir.Neler oluyor bilmiyorum ? Kendi içimdeki çatışmaların yüzünden olan bu halime öfkeliyim.Düşüncelerim yüzünden bu modumdayım.Hiç kimseyle kavga etmeyip söyleyemediklerimi , kendime söyleyip kendimle tartısıyorum.Anlamış değilim.
''what is goin' on ?''
O mükemmel kafası her bedene uyan bazardaki artist amcadan bile bıktım.
Neyin kafasını yaşıyorum ?? Neyden sıkılıyorum ?? Ne istiyorum ?? Kendim anladığım an sizede söyliycem.
i promise.
ihi.

8 Haziran 2010 Salı

absurde.

ulan ne ilgi hastası bir hatun oldum.İlgi alıyorum devamlı almayıncada arsızlaşıyorum.Mesela telefonumda attıgım son mesaj ''beni seviyorsun beni yanında istiyorsun''.Kendimi bu şekilde tatmin ediyorum.Ama biliyorum işte karşımdakinin de düşüncelerini.
Neyse bugüne gelince. Babam benimle oğlan çocuğu gibi oynamaya çalışıyor izin versem güreşicek benimle.Sabah sabah onunla uğraştım birde.Daha doğrusu akşam akşam.Uyku düzenim içine sıçılmış , sifonda çoktaaan çekilmiş vaziyette.Sonra biraz kendime vakit ayırdımm.Morlaşmış , torbalı gözaltlarıma bakım yaptım.Dedim aynaya ne meymenetsiz solgun ölü birşey oldun sen ya..Çemkirdim bildiğin.Aldırmıyorum ayna arızalı.Neyse sonra gittim defile için kıyafet provasına mükemmel cici bi kıyafet dolabı gibi bir ev.Şimdi eve geleli saatler oldu,karnım acıkmaya başladı sabah 4te akşam yemeğimi yiyeceğim sanırım.O değil de blog yazmak bağımlılık yahu.İnsanlık görevimmiş gibi içimde bir vicdan azabı oluyor yazmayınca.Biliyorum biliyorum herşeyde olduğu gibi burayıda boşlayacağım.Ama yok bir süre daha var o olaya.
Neyse bugün çok minnoş çok cici bir ruh halindeyim.Saçmalayasım herkesi mıncıklayasım filan var.O yüzden şuan kedime acıyorum.
Gidip birşeyler tıkınayım da zıbarayım en iyisi.

night night :)

7 Haziran 2010 Pazartesi

freak.

Saat başı sevgilime mesaj atıp onu eve geç kaldın diye uyarıp huzursuz etmekten zevk alıyorum.Televizyonu son ses izleyip evdekileri huzursuz etmekten de zevk alıyorum. Kendi huzurumu kaçırmaktanda zevk alıyorum.Ciddi ciddi hemde.Arıza mıyım neyim.Zaten geçenlerde duydum bizimkiler ben deliyim diye bana karışmıyorlarmış kendi halime bırakmışlar beni.Sevineyim mi,üzüleyim mi bilemedim.Hep böyle bütün grilerin içinde bir pembe ben mi cıkmalıyım.Bir anormal ben mi olmalıyım anlamadım.İstemdışı bile ne yapsam ''kaçık'' durumuna düşüyorum.Mesela şuan herkesin poposunda pireler uçuşurken benim feci derecede adrenaline ihtiyacım var.Kanım hızlanıyor yapacak birşey yok.

Ama acaba diyorum.. Cidden onlar haklı da ben kaçık mıyım ??
ACABA ??!! Biraz.. ??


Bırrak yaa kaçık,huzursuz,sapşal ve mutlu bir insanım ben.
Gerisi kimin umrunda :))

I'M THE WILD ONE BABE .

6 Haziran 2010 Pazar

fantôme

Kendi sesimi bile duymayacağım kadar elektronik müzik istiyorum şuan odamda.Ve delicesine yanıp sönen ışıklar.Kimseyide istemiyorum yanımda yayılayım şöyle bir yere.Tavanda kocaman bir ayna olsun.Saatlerce yukarı bakayım istiyorum.işte o an hiç birşey düşünmemek istiyorum.bunu seviyorum ben.Yalnız ama kendimle dolu olmayı,kendimle arkadaş olmayı filan.En cok yaptıgım şeyde bu zaten.Aynadaki kız var ya , o en iyi dostum işte.
Yada;
Pariste olmak istiyorum şuan o yağmur kokan havasını koklayayım istiyorum balkonumda.Çıkıp tek basıma zevk aldıgım seyleri yapayım mesela.Louvre'u baştan sona gezeyim,bütün mağazaların altını üstüne getireyim,Channel'de beğendiğim bir elbiseyi küçük not defterime çiziyim , bir parkta oturup elimde kahvemle dergi karıştırayım istiyorum.
Yada;
Bir an önce Temmuz gelsinde sevgilimle bunları yapmanın tadını çıkarayım istiyorum.

Bunları yaşamak hayal etmekten bile güzel olsun istiyorum.
Yok yok çok şey istemiyorum aslında.

Bir avuç mutluluk :)

4 Haziran 2010 Cuma

instability.

Karşı koyamıyorum.Beynimdeki gürültü ele geciriyor doğrularımı.Damarlarımda dolaşan alkollede şuanda gitgide zorlaşıyor herşey.Yazmakta bile güçlük cekiyorum hatta. Ama kalbimin orası varya , sızlamıyor. Hatta huzurlu orası. Sadece varlıgıyla bile yüzümü güldüren insanlara olan sevgimle dolu orası.Onun dışında herşeyim , değişken. Ruhum , düşüncelerim , inançlarım. Ama değişmeyen bişeyler var;
Sevgi.
Sevgim.
Sevgilim.

3 Haziran 2010 Perşembe

Ya susarak yada binlerce kelime kullanarak ifade edilecek tek insan benim için.
Nasıl anlatılır ki saatlerce onu uyurken izlemenin mutluluğu ?
İnsanlar tarafından kirletilmiş aşk kelimesi bile tarif edemiyor onu.
Kalbinin atışlarını parmak uçlarında hissedebildinmi hiç ?
Ellerini tuttuğunda kanın kanına karıştımı?
Yanagında onun ellerini hissederek uyandınmı ? Ve sonra gözlerini huzurla kapadın mı ?
O yanında değilken nefes alamıyormuşsun gibi oldumu hiç ?
İnancını kaybetmemek için tutunduğun tek bir nedenin oldumu hiç ?
Bir insan ihtiyacın olan herşey ve daha fazlası oldumu senin için ?
Seni karanlık bir dünyadan çıkarıp kendi masalında yaşattı mı ?
Onun içindeki güzelliği gördünmü hiç ?
Sadece onun için geçmişini hatırlamadığın oldu mu ?
Peki bir insanı hayatının merkezine koydun mu hiç ?
Sana her dokunuşunda karıştın mı onunla?
Gerçekten farklı.
Sevilesi duyguları öpülesi yanakları aşık olmak mı ?
Çok başka,Anlatamamki.
Hissedemezsin ki..
'Onun her bir hücresini ayrı ayrı seviyorum.'


1o.o1.1o 00:39

Mademki Türksün gösterki ürksün mod.

İnsanlık manasız işler dalında oscar alıcak yakında.Nedir bu ya , sürekli çevreyi kirleten Türkiye hakkında tek birşeyi takip etmeyen insanlar 2 tane şey duyup ülkeleri için ölecek duruma nasıl geliyorlar inanamıyorum.Lanet facebookta en bilgisizler bile Türküz Türküz diye bağırıyorlar.Hatta onuda geçtim Hitler'in sözlerini resimlerini filan reklam ediyorlar.Ne oluyorsunuz ya ? İnsanları katledenlerimi şimdiki kötü tarafa örnek gösteriyorsunuz? Yeni mi anladınız birseyleri ? Ne saçma bi milletiz biz ya.

bilemedim ama merhaba diyim.

Kendini bilmezlik bu olsa gerek.Gayet mükemmel olan hayatımda sorun olmasada sorun yaratabiliyorum ya helal bana.Gülebildiğin kadar mutluymuşsun ya hani , ben hiç mutlu değilim o zaman bugün.Yaz gelsin herşey bitsin , yanıma bi sevgilimi alıyım da gideyim istiyorum.Biraz huzur biraz deniz o kadar.Belki o zaman şu ruh halinden çıkarım.O kadar büyük bi boşluğa düştüm ki ne yapsam ne etsem derken hop blog açarken buldum kendimi.2 güne kapanır orası ayrı.Neyse ilk bloga böyle depresif girdik ama , sadece bugüne özgü bu.Azcık dengesiz bir ruha sahibimdir , ama fazla değil azıcıkk.. Yine kendimi kandırdım,siz kanmayın :))